Sabahattin Ali Yürüyüş Parkuru Çukurpınar 10 Km
Sabahattin Ali Yürüyüş Parkuru Üsküp Çukurpınar 10 Km
Parkur Hakkında
Parkur başlangıcı olarak Üsküp-Çukurpınar yolu orman içine dönüş noktası olarak tercih edilebilir. İlk varış noktamız Sabahttin Ali Anıt Kayası olucaktır. Devamında üç su geçişi bulunan dere kenarı yürüyüşü vardır. Bitiş noktasında ise dağın içinden çıkan kaynak ile son buluyor.
Yürüyüş Mesafesi
Yürüyüş parkuru mesafesi yaklaşık 10 km’dir.
Parkur Zorluk Durumu
Parkurun hemen hemen tamamı araçların gidebildiği orman içinde yollarda geçiyor ve çocuklar dahil herkesin rahatlıkla yürüyebileceği kolay bir parkur.
Parkurda Neler Göreceksiniz?
Parkurda; Anıt Mezar, bol bol su, orman ve kaynak sularından oluşan bir birleşim görebilirsiniz.
SABAHATTİN ALİ
Sabahattin Ali (d. 25 Şubat 1907, Eğridere – ö. 2 Nisan 1948, Kırklareli), Türk yazar ve şair. Edebî kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi.
Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi.
Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları Türkiye’deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem 21. yüzyılda etkisini sürdürdü.
Sabahattin Ali, ilk hikâye ve şiir denemelerine Balıkesir’de başladıktan sonra İstanbul’daki edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem’in desteğiyle ilk kez Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yayımladı.
Anadolu’da kısa süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türk devleti tarafından dil eğitimi için Almanya’ya gönderildi.
Türkiye’ye döndüğünde Almanca öğretmeni olarak göreve başlasa da önce komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla bir süre tutuklandı, ardından ise Türk devlet yöneticilerini eleştirdiği iddiasıyla tekrar tutuklandı.
Bu dönemde memurluktan ihraç edildi ancak Atatürk hakkında yazdığı bir şiirden dolayı yeniden devlet kurumlarında görevlendirildi. Ayrıca kendisine yüklenen sosyalist algısını kırmak için de Esirler adlı bir oyun kaleme aldı.
Hayatının son yıllarında Türk milliyetçileriyle yaşadığı tartışmalarla da öne çıktı, özellikle Türkçü-Turancı yazar Nihal Atsız ile yaşadığı gerilim giderek artarak Irkçılık-Turancılık Davasının bir parçası oldu.
Bu dönemde Aziz Nesin’le beraber çıkardığı Markopaşa dergisinde siyasileri eleştirmesi yüzünden çeşitli davalarla uğraşmak zorunda kaldı.
Hakkındaki davaların aleyhinde seyrettiği bir dönemde Türkiye’den ayrılmak istedi ve Bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine kaçma girişiminde rehberlik eden Ali Ertekin tarafından milliyetçi gerekçelerle öldürüldü.